Savunma Sanayii Firmaları için Özgün Hukuk Hizmet Paketleri

Savunma Sanayii Firmaları için Özgün Hukuk Hizmet Paketleri

Türkiye’deki savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmalara yönelik, AKINCI&AKINCI Hukuk ve Danışmanlık Hizmetleri tarafından sunulabilecek çok boyutlu ve profesyonel düzeyde özgün hukuk hizmet paketleri aşağıda sunulmuştur. Her bir paket, savunma sektörünün spesifik ihtiyaçlarına göre tasarlanmış olup kapsamı, hedef kitlesi, alt hizmet bileşenleri, sunum sürecinin süreklilik düzeyi, sağladığı katma değer ve sektörel etkileri ile birlikte detaylandırılmaktadır. Bu paketler, savunma sanayi şirketlerinin hukuki risklerini minimize etmeyi, uyum ve rekabet güçlerini artırmayı hedefleyen stratejik ve uygulanabilir çözümler içermektedir.

1. Mevzuat Uyumu Danışmanlığı

Hedef Kitlesi: Savunma sanayiinde kamu ile çalışan, ihracat yapan veya kritik teknolojiler geliştiren tüm firmalar bu paketin hedef kitlesidir. Özellikle kamu ihalelerine katılan, SSB (Savunma Sanayii Başkanlığı) projelerine dahil olan veya uluslararası ortaklıkları bulunan savunma şirketleri mevzuat uyumu danışmanlığına ihtiyaç duyar. Hem büyük ölçekli savunma sanayi ana yüklenicileri hem de alt yükleniciler ile tedarikçiler, faaliyetlerini karmaşık mevzuata uygun yürütmek için bu hizmete başvurabilir.

İçerdiği Alt Hizmetler: Bu paket kapsamında, firmaların tabi olduğu tüm hukukî düzenlemelere uyum sağlamasına yönelik çok yönlü danışmanlık hizmetleri sunulur:

  • 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu İstisnaları Danışmanlığı: Savunma alımlarının Kamu İhale Kanunu’ndaki 3/b ve benzeri istisna hükümleri kapsamında yürütülmesi, ihale süreçlerinde gizlilik ve güvenlik kurallarına uyum konusunda rehberlik. Bu sayede firmaların kamu ihale süreçlerinde yasal ayrıcalık ve istisnaları doğru şekilde kullanması sağlanır.
  • 5201 Sayılı Kanun ve 5202 Sayılı Kanun Uyum Danışmanlığı: Silah, mühimmat ve harp araçları üreten kuruluşların denetimi hakkındaki 5201 sayılı Kanun ile Savunma Sanayii Güvenliği Kanunu (5202) kapsamındaki yükümlülüklerin analiz edilmesi. Bu çerçevede üretim lisansı alma, tesis güvenlik belgesi ve personel güvenlik sertifikaları temini, gizli bilgilerin korunması ve denetimler için ön hazırlık konularında destek verilir.
  • SSB Yönergeleri ve Düzenlemeleri Uyumu: Savunma Sanayii Başkanlığı’nın yayınladığı Sanayi Katılımı/Offset Yönergeleri, proje yönetim esasları, Ar-Ge destek programları, kalite ve sertifikasyon gereklilikleri gibi alt düzenlemelere uyumun sağlanması. Bu kapsamda, SSB ile yapılan sözleşmelerdeki özel koşulların incelenmesi, offset yükümlülüklerinin planlanması ve raporlanması konusunda danışmanlık.
  • İhracat Kontrolleri ve Denetimleri: Milli Savunma Bakanlığı ve ilgili kurumların ihracat izin süreçlerine (ithalat/ihracat izni başvuruları, Son Kullanıcı Belgesi temini, uluslararası ikili anlaşmalar kapsamında onaylar) uygunluk denetimi. Şirketlerin ürün ve teknolojilerini ihraç ederken tabi oldukları kontrol listeleri (ör. askeri ve çift kullanımlı malzeme listeleri) çerçevesinde gerekli izinleri alması için süreç yönetimi desteği.
  • NATO Standartları ve ITAR Uyumu: Ürün ve projelerin NATO standartlarına (STANAG gibi) uygunluğunun sağlanması ve ABD menşeili bileşenler için ITAR (International Traffic in Arms Regulations) gerekliliklerinin karşılanması. Bu alt hizmet, firmanın uluslararası entegrasyona açık olması ve dost/müttefik ülkelerin mevzuatıyla çelişmemesi için kritik önemdedir. ITAR/EAR kapsamındaki lisansların alınması, teknik veri paylaşım izinlerinin yönetimi gibi konular da dahildir.

Süreklilik Düzeyi: Mevzuat uyumu danışmanlığı, firma ihtiyaçlarına göre esnek süreklilik ile sunulur. İhtiyaç duyulduğunda tek seferlik bir “uyum denetimi” veya “mevzuat check-up” hizmeti alınabileceği gibi, dönemsel (örneğin üç ayda bir veya yılda bir) mevzuat güncelleme toplantıları ve denetimleri de yapılabilir. En üst seviyede ise sürekli danışmanlık modeliyle, firma her yeni proje, ihale veya gelişmede anında hukuki görüş alarak proaktif uyum sağlayabilir. Sürekli modelde, mevzuattaki değişiklikler düzenli olarak izlenir ve firma süreçlerine entegre edilir.

Katma Değeri: Bu hizmet paketi, savunma sanayi firmalarının hukuki risklerini en aza indirmesi ve yaptırım veya itibar kaybı doğurabilecek uyumsuzluklardan kaçınmasını sağlar. Mevzuata tam uygunluk sayesinde firmalar, kamu ihalelerinden veya uluslararası ortaklıklardan dışlanma riskini azaltır, ceza ve idari yaptırımlarla karşılaşma olasılığını en aza indirir. Ayrıca, düzenlemelere hakim olma sayesinde daha hızlı onay süreçleri ve daha sorunsuz proje yürütümü mümkün olur. Örneğin, doğru lisans ve izinlerle ihracatın zamanında gerçekleştirilmesi, şirketin ticari başarısını doğrudan destekleyen bir katma değer sunar. Uyumlu firma profili, yabancı ortaklar ve müşteriler nezdinde güven yaratır, böylece iş geliştirme fırsatlarını artırır.

Sektörel Etkileri: Mevzuat uyum danışmanlığı paketinin sektörel etkisi, savunma sanayi ekosisteminde genel bir hukuki standart yükselmesi şeklinde ortaya çıkar. Birden çok firmanın mevzuata uygun çalışması, sektör genelinde daha şeffaf ve hesap verilebilir bir ortam yaratır. Bu da Savunma Sanayii Başkanlığı ve diğer kamu otoriteleri ile sektör arasındaki güveni pekiştirir. Uzun vadede, yaygın uyum kültürü sayesinde Türk savunma sanayii firmalarının uluslararası alandaki itibar ve rekabetçiliği artar. Sektörde yaşanabilecek büyük uyumsuzluk skandallarının önüne geçilmesi, tüm paydaşlar için istikrarlı bir büyüme ortamı sağlar. Ayrıca, NATO standartları ve uluslararası düzenlemelere uyumlu çalışan bir sektör, müttefik ülkelerle ortak projelerde ve ihracat pazarlığında Türkiye’nin elini güçlendirir.

2. Savunma Sözleşmeleri ve Sözleşme Yönetimi

Hedef Kitlesi: Ulusal veya uluslararası savunma projelerinde yer alan, karmaşık ve yüksek bütçeli sözleşmeler imzalayan tüm savunma sanayi firmaları bu paketin doğal hedefidir. Başta ana yükleniciler (örneğin büyük platform üreticileri) olmak üzere, Savunma Sanayii Başkanlığı ile sözleşmeleri bulunan şirketler, yabancı devletlerle veya uluslararası kuruluşlarla savunma tedarik anlaşmaları yapan firmalar ile alt yüklenici/tedarikçi konumundaki işletmeler, sözleşme hazırlığı ve yönetimi konusunda profesyonel desteğe ihtiyaç duyar. Özellikle ilk defa büyük ölçekli bir savunma ihalesi kazanan firmalar ya da uluslararası konsorsiyumlara dahil olan aktörler için bu paket kritik önemdedir.

İçerdiği Alt Hizmetler: Savunma sözleşmeleri ve sözleşme yönetimi paketi, sözleşme yaşam döngüsünün tüm aşamalarını kapsayan uzman hizmetleri içerir:

  • Tip Sözleşme ve Şartname Analizi: SSB’nin veya uluslararası platformların sunduğu tipik sözleşme taslaklarının incelenmesi, şirket çıkarlarına aykırı veya riskli maddelerin tespiti. Örneğin, SSB’nin standart proje sözleşmeleri, NATO veya BM tedarik anlaşmaları ya da yabancı bir devletin askeri alım sözleşmesi koşulları analiz edilerek, firmaya özel müzakere stratejileri geliştirilir.
  • Sözleşme Taslağı Hazırlama ve Müzakere Desteği: Firmanın yapacağı özgün projelerde, hukuken sağlam ve dengeli sözleşme metinlerinin hazırlanması. Bu kapsamda hak ve yükümlülüklerin net tanımlanması, teslimat takvimleri, teknik şartnamelerle uyum, ödeme planları ve kabul testleri gibi kritik hususların güvence altına alınması sağlanır. Müzakere aşamasında, karşı tarafın teklif ettiği hükümlere karşı firmanın menfaatlerini koruyan değişiklik önerileri geliştirilir; gerekirse yabancı dilde sözleşme müzakere desteği verilir.
  • Cezai Şartlar ve Performans Garantileri Yönetimi: Sözleşmelerde yer alan gecikme cezaları, işe özgü cezai şartlar (örneğin gizlilik ihlali cezaları) ve performans garantileri (banka teminat mektupları, avans teminatları, garanti süreci) gibi maddelerin düzenlenmesi. Bu alt hizmet, firmanın taahhütlerini yerine getirememesi durumunda karşılaşabileceği finansal yaptırımları kontrol altına almayı hedefler. Ayrıca, performans garantilerinin süre takibi, gerektiğinde iadesi veya uzatılması konularında danışmanlık sağlanır.
  • Offset ve Sanayi Katılımı Hükümleri: Savunma alımlarında sıkça karşılaşılan offset yükümlülüklerinin sözleşmeye entegrasyonu ve yönetimi. Bu kapsamda, yabancı alıcılara yönelik ihracat taahhütleri, yerli alt yüklenicilere iş verme zorunlulukları veya teknoloji transferi gibi sanayi katılımı şartlarının planlanması bulunur. Firma için en uygun offset planının hazırlanması, SSB’nin offset yönergelerine uyum ve yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmesi için raporlama desteği bu alt hizmete dahildir.
  • Sözleşme Yönetimi ve Değişiklik Kontrolü: İmza sonrasında sözleşmenin uygulanması aşamasında, değişiklik taleplerinin yönetimi, ek protokoller hazırlanması, sözleşmeye konu işlerde ortaya çıkan beklenmedik durumlar için (örneğin ek süre talebi, maliyet artışı) hukuki çözüm önerileri sunulması. Firmanın proje yöneticileriyle koordineli şekilde, sözleşmeye bağlı kalınması veya gerektiğinde sözleşmenin revize edilmesi süreçlerinde destek sağlanır. Ayrıca ara raporlama, milestone (kilometre taşı) takibi ve sözleşme sonunda kapanış işlemleri (nihai kabul tutanakları, teminat iadeleri) için gerekli hukuki yönlendirmeler verilir.

Süreklilik Düzeyi: Bu hizmet paketi genellikle proje bazlı olarak başlar, ancak uzun soluklu projelerde dönemsel veya sürekli danışmanlık şeklinde sürdürülür. Örneğin, tek seferlik bir sözleşme müzakere desteği ile başlayıp, proje boyunca periyodik olarak (her kritik aşamada veya her üç ayda bir) sözleşme yönetimi danışmanlığı devam edebilir. Uluslararası projelerde ve uzun vadeli platform üretim programlarında, sürekli bir hukuk müşaviri bulundurmak faydalı olduğundan, AKINCI&AKINCI bu paketi sürekli hizmet modeliyle de sunar. Sözleşme süresince çıkan her yeni durumda anında danışmanlık verilerek, projenin başlangıcından bitimine kadar hukuki kontrol sağlanabilir.

Katma Değeri: Etkili sözleşme yönetimi, savunma şirketine hem finansal hem operasyonel güvence sağlar. Bu hizmetin katma değeri, iyi hazırlanmış bir sözleşme sayesinde doğabilecek anlaşmazlıkların en baştan önlenmesi ve firmanın haklarının tam korunmasıdır. Dengeli bir sözleşme, firmanın beklenmedik cezalar ödemesinin veya kârlılığının düşmesinin önüne geçer. Müzakere desteği sayesinde firma, belirsiz veya açık uçlu yükümlülükler altına girmekten kaçınır. Sözleşme uygulama aşamasında sunulan destek de değişen şartlara hızlı adapte olmayı ve projelerin aksama olmadan ilerlemesini mümkün kılar. Sonuç olarak şirket, sözleşme kaynaklı risklerini azaltarak itibarını korur, maliyetlerini öngörülebilir kılar ve müşterileriyle uzun vadeli güvene dayalı ilişkiler kurar. İyi yönetilen sözleşmeler, firmanın teslimat performansını ve müşteri memnuniyetini artırarak yeni iş fırsatlarına kapı açar.

Sektörel Etkileri: Savunma sanayiinde sözleşme yönetimi kalitesinin yükselmesi, tüm sektörde proje başarısının artmasına katkı sağlar. Standartları yüksek, iyi müzakere edilmiş sözleşmeler yaygınlaştıkça, teslimat sürelerinde sapmalar ve maliyet aşımları azalır. Bu da Savunma Sanayii Başkanlığı ve diğer alıcı kurumların projelere olan güvenini pekiştirir. Uluslararası alanda, Türk savunma firmalarının profesyonelce yönetilen sözleşmelerle iş yapması, ülke imajını olumlu etkiler ve yabancı ortakların Türkiye ile iş yapma isteğini artırır. Ayrıca offset yükümlülüklerinin etkin uygulanması, yan sanayinin gelişmesini ve teknoloji transferini hızlandırarak sektörde geniş tabanlı bir büyüme yaratır. Genel olarak, sağlam sözleşmelerle yürüyen savunma projeleri, ülke savunma kabiliyetlerinin zamanında ve bütçesinde güçlenmesini sağlar; bu da sektörün stratejik hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırır.

3. Fikri ve Sınai Mülkiyet Koruması

Hedef Kitlesi: Ar-Ge ve inovasyona dayalı ürünler geliştiren, teknoloji üreten veya ortak projelere dahil olan tüm savunma sanayi firmaları bu paketten yararlanabilir. Özellikle yeni sistem ve alt sistem tasarımları yapan üreticiler, üniversite veya araştırma merkezleriyle ortak geliştirme projelerine giren şirketler, yurtdışından teknoloji transfer eden ya da yurtdışına teknoloji lisansı vermeyi planlayan kuruluşlar öncelikli hedef kitledir. Savunma projelerinde fikri ürün ortaya koyan KOBİ’ler ve start-up’lar da patent ve tasarım haklarını güvence altına almak için bu hizmete ihtiyaç duyar.

İçerdiği Alt Hizmetler: Fikri ve sınai mülkiyet koruması paketi, savunma sektöründe üretilen özgün fikir, buluş ve tasarımların korunması ve yönetilmesi için kapsamlı hukuki destek sunar:

  • Patent, Faydalı Model ve Tasarım Tescili: Firmanın geliştirdiği yeni teknolojilerin, cihazların veya tasarımların Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde ve gerekiyorsa uluslararası patent ofislerinde tescil işlemlerinin yürütülmesi. Buluşların patentlenebilirlik araştırması, başvuru dosyasının hazırlanması, sürecin takibi ve tescil sonrası hakların izlenmesi bu hizmete dahildir. Benzer şekilde, özgün endüstriyel tasarımlar için tasarım tescili ve savunma yazılımları için gerekirse telif tescili işlemleri gerçekleştirilir.
  • Ortak Geliştirme Projelerinde Fikri Mülkiyet Paylaşımı: İki veya daha fazla firmanın (ya da firma ile üniversite/kamu kurumu) birlikte yürüttüğü Ar-Ge projelerinde, ortaya çıkacak fikri ürünlerin sahipliğinin ve kullanım haklarının önceden belirlenmesi. Bu kapsamda ortaklık sözleşmelerine IP (Intellectual Property) maddelerinin eklenmesi, ortak patent başvuruları için protokoller hazırlanması, lisanslama veya know-how paylaşım modelinin oluşturulması hizmetleri sunulur. Amaç, proje sonunda patent veya tasarım üzerinde paydaşlar arasında anlaşmazlık çıkmasını engellemek ve herkesin kullanım hakkını adil biçimde tanımlamaktır.
  • Teknoloji Transferi ve Lisans Sözleşmeleri: Yurt dışından alınan bir teknolojinin yerli üreticiye aktarımı sürecinde veya yerli geliştirilmiş bir ürünün yabancı bir firmaya lisanslanması durumunda gereken hukuki düzenlemeler. Bu alt hizmet, teknoloji transfer sözleşmelerinin hazırlanmasını, lisans kapsamının (coğrafi alan, süre, kullanım şekli) netleştirilmesini ve know-how gizliliğinin korunmasını içerir. Ayrıca, ithal edilen teknolojilerde Türkiye’de üretim izni, fikri hakların yerelleştirilmesi ve gerekli izinlerin (ör. MSB izni) alınması konularında danışmanlık verilir.
  • Kamu Destekli Projelerde Hak Devri Yönetimi: SSB, TÜBİTAK veya benzeri kamu kurumlarınca desteklenen projelerde, proje sonunda ortaya çıkan fikri mülkiyetin devlete devri veya şirkette kalmasıyla ilgili hükümlerin yönetilmesi. Bu çerçevede, destek sözleşmelerindeki fikri hak hükümlerinin analizi yapılarak, mümkün olan en geniş kullanım hakkının firmada kalması için müzakereler yürütülür. Kamuya verilecek lisans veya kullanım haklarının sınırları belirlenir; firma açısından kritik önemdeki know-how’ın korunması sağlanır.
  • Ticari Sır ve Gizli Bilgi Koruması: Savunma sanayiinde patentlenemeyen ancak stratejik değeri olan teknik bilgiler, üretim yöntemleri ve verilerin korunması için gizlilik sözleşmeleri (NDA) hazırlanması ve şirket içi bilgi güvenliği politikalarının oluşturulması. Böylece, proje ortaklarıyla veya tedarikçilerle çalışırken kritik bilgilerin sızdırılması önlenir. Gerektiğinde ihlal durumunda açılacak davalar ve başvurulacak hukuki yollar konusunda hazır destek sunulur.

Süreklilik Düzeyi: Fikri mülkiyet koruması hizmeti, hem proje bazlı hem de sürekli olarak sunulabilir. Örneğin, belli bir ürün geliştirme projesi sırasında tek seferlik patent başvuru ve sözleşme hazırlama desteği alınabilir. Ancak ideal olan, şirketin tüm Ar-Ge faaliyetlerine eşlik eden sürekli bir danışmanlık ile, fikri hakların doğduğu andan tesciline ve ticarileşmesine dek her adımda hukuki koruma sağlamaktır. Süreklilik halinde, her yeni fikrin patentlenebilirlik değerlendirmesi anında yapılır, düzenli portföy yönetimi ve rakip patent takibi gerçekleştirilir. Ayrıca, periyodik olarak (örneğin her altı ayda bir) fikri mülkiyet stratejisi gözden geçirilebilir ve yeni çıkan mevzuata (ör. patent kanunu değişiklikleri, uluslararası anlaşmalar) uyum sağlanır.

Katma Değeri: Bu paketin katma değeri, savunma sanayi firmalarının yenilikçi yönünü koruyarak rekabet avantajı elde etmesidir. Patent ve tasarım tescilleri sayesinde şirket, geliştirdiği ürüne münhasır haklar kazanarak piyasada benzersiz konumunu güvence altına alır. Ortak projelerde baştan yapılan anlaşmalar, ileride çıkabilecek mülkiyet uyuşmazlıklarını önler ve işbirliklerinin sağlıklı yürümesini sağlar. Teknoloji transferinde doğru kurgulanmış sözleşmeler ise firmanın aldığı teknolojiyi etkin kullanmasını, aynı zamanda kendi ürettiği değeri korumasını temin eder. Fikri mülkiyetin profesyonelce yönetilmesi sonucu, şirketin maddi olmayan varlıklarının değeri artar; patent portföyü güçlü bir firma yatırımcılar ve müşteriler gözünde daha güvenilir ve değerli kabul edilir. Ayrıca, ticari sırların korunması ve gizlilik, şirketin itibarı ve iş sürekliliği için kritik riskleri ortadan kaldırarak uzun vadede istikrarlı büyümeye katkı sunar.

Sektörel Etkileri: Savunma sanayi ekosisteminde fikri mülkiyet bilincinin güçlenmesi, sektörde inovasyonun teşvik edilmesine ve bilgi birikiminin korunmasına olanak tanır. Patentli buluşların artması, Türkiye’nin savunma alanında uluslararası patent literatüründe daha fazla görünür olmasını sağlar ve ülkenin teknoloji ihracatını kolaylaştırır. Ortak projelerde adil fikri hak paylaşımı yapılması, yerli-yabancı ortaklıkların ve üniversite-sanayi işbirliklerinin önünü açar; herkesin hakkının korunduğu bir ortamda iş birliği kültürü gelişir. Kamu destekli projelerde şeffaf ve dengeli hak devri uygulamaları, hem özel sektörün motivasyonunu artırır hem de devletin stratejik kazanımlar elde etmesini sağlar. Sonuç olarak, fikri mülkiyete değer veren bir savunma sektörü, sürdürülebilir teknolojik üstünlüğü elinde tutar ve yurtdışına bağımlılığı azaltarak ülke güvenliğine stratejik katkı yapar.

4. Etik ve Uyum Programları

Hedef Kitlesi: Kurumsal yönetimine önem veren, özellikle uluslararası standartlarda iş yapmayı hedefleyen tüm savunma sanayi firmaları bu paketin hedef kitlesini oluşturur. Büyük ölçekli şirketlerin yanı sıra, kamu ile yoğun iş ilişkisi olan veya yabancı ortaklı projelere giren firmalar için etik ve uyum programları kritik hale gelmiştir. İhale süreçlerine katılan, tedarik zinciri geniş olan ya da halka açık hale gelmeyi planlayan savunma şirketleri de şeffaflık ve hesap verebilirliklerini artırmak adına bu programlara ihtiyaç duyar. Ayrıca sektördeki yükselen KOBİ’ler, büyüme sürecinde kurumsal altyapılarını sağlamlaştırmak için etik kurallarını erkenden tesis etmek isteyebilir.

İçerdiği Alt Hizmetler: Etik ve uyum programları paketi, şirket içinde yolsuzlukla mücadele, yasadışı uygulamaların önlenmesi ve kurumsal kültürün etik bir temelde inşa edilmesi için gerekli tüm bileşenleri kapsar:

  • Uyum (Compliance) Programı Tasarımı: Şirketin faaliyet alanı ve risk profiline özel, iç kontrol ve uyum sisteminin kurulması. Bu kapsamda, rüşvet ve yolsuzlukla mücadele, ihaleye fesat karıştırmama, çıkar çatışmalarının önlenmesi gibi konularda politikalar geliştirilir. Uyum programı tasarımı, firmanın tabi olduğu ulusal ve uluslararası düzenlemeler (ör. Türk Ceza Kanunu, ABD Yabancı Yolsuzlukla Mücadele Yasası-FCPA veya Birleşik Krallık Rüşvet Yasası gibi) dikkate alınarak gerçekleştirilir. Şirket içinde bir uyum görevlisi pozisyonunun tanımlanması ve üst yönetime raporlama mekanizmalarının kurulması da bu sürecin parçasıdır.
  • Etik Kuralların Yazılması ve Yayımlanması: Şirketin temel değerlerini ve iş yapış ilkelerini ortaya koyan Etik Davranış Kuralları dokümanının hazırlanması. Bu doküman; hediye ve ağırlama politikaları, gizli bilgilere erişim kuralları, çalışanların çıkar çatışması beyan yükümlülükleri, taciz ve ayrımcılığın önlenmesi gibi geniş bir yelpazede şirket içi kuralları içerir. AKINCI&AKINCI, savunma sektöründeki en iyi uygulamalardan yararlanarak şirket yönetimiyle birlikte bu kuralları yazar ve tüm çalışanlara duyurulmasını sağlar. Gerekirse çalışanlardan etik kurallara uyum taahhüdü alınması sürecini de destekler.
  • İhbar ve Raporlama Mekanizmaları: Çalışanların veya üçüncü tarafların, şirket içinde gördükleri uygunsuz davranışları güvenli bir şekilde bildirebileceği ihbar hatlarının kurulması. Bu alt hizmet, anonim veya gizli bildirimlerin toplanabileceği bir ihbar sistemi tasarımını (telefon, e-posta veya web tabanlı), gelen ihbarların incelenmesi prosedürlerini ve misilleme yapılmaması garantilerini kapsar. Savunma sektörü hassas bilgiler içerdiğinden, ihbar mekanizmasının da gizlilik içinde ve profesyonelce yönetilmesi önemlidir. AKINCI&AKINCI, gelen ihbarların objektif şekilde soruşturulması için şirket içi veya gerektiğinde bağımsız uzmanlardan oluşan bir inceleme süreci oluşturulmasında yardımcı olur.
  • Denetim ve İzleme Protokolleri: Uyum programının etkin şekilde işlemesini sağlamak için periyodik iç denetimler ve kontroller planlanır. Bu çerçevede, şirket içinde belirlenen etik kuralların ve uyum prosedürlerinin gerçekten uygulandığını test eden denetim protokolleri geliştirilir. Örneğin, belli aralıklarla hediye kabul kayıtlarının incelenmesi, satın alma süreçlerinin gözetimi, kritik projelerde çıkar çatışması analizleri yapılır. İç denetim biriminin kapasitesinin geliştirilmesi, denetim raporlarının üst yönetime ve gerekiyorsa yönetim kuruluna sunulması gibi adımlar bu hizmete dahildir. Ayrıca, uyum programının bir parçası olarak çalışanlara düzenli eğitimler verilir (bu eğitimlerin planlanması Eğitim paketiyle de entegre şekilde yapılabilir).

Süreklilik Düzeyi: Etik ve uyum programlarının etkinliği, süreklilik arz etmesine bağlıdır. Bu nedenle hizmet paketi başlangıçta proje bazlı olarak bir uyum sisteminin kurulmasını içerirken, ideal olarak sürekli danışmanlık veya dönemsel denetim formatında devam eder. İlk aşamada tek seferlik bir etik program kurulum projesi (politikaların yazılması ve sistemin devreye alınması) yapılabilir. Ardından, programın canlı tutulması için her yıl ya da altı ayda bir etik uyum denetimleri, güncellemeler ve eğitimler şeklinde dönemsel destek verilir. AKINCI&AKINCI, dileyen firmalar için sürekli olarak uyum danışmanı hizmeti sunarak, yeni karşılaşılan etik ikilemlerde anında rehberlik sağlar ve programın güncel kalmasını temin eder.

Katma Değeri: Etik ve uyum programları, savunma şirketinin itibar sermayesini koruyan ve güçlendiren bir kalkan görevi görür. Bu hizmet sayesinde firma, yasal gerekliliklerin ötesinde bir kurumsal dürüstlük standardı benimser; böylece yolsuzluk, usulsüzlük gibi risklerden korunarak olası ağır cezalardan ve kamu ihalelerinden men edilme yaptırımlarından uzak durur. Etkin bir uyum programı, çalışanların şirket kültürüne olan güvenini artırır ve verimlilik sağlar – kuralların net olması, gri alanları ortadan kaldırarak karar alma süreçlerini hızlandırır. Ayrıca uluslararası ortaklıklar ve müşteriler nezdinde şirketin güvenilirliği artar: Global firmalar, güçlü uyum programı olan şirketlerle çalışmayı tercih eder, bu da iş fırsatlarını genişletir. Uzun vadede etik bir işletme olmanın katma değeri, şirketin sürdürülebilirliğinin ve pazar konumunun sağlamlaşmasıdır; kriz çıktığında dahi kuruluşun güvenilir imajı sayesinde toparlanması daha kolay olur.

Sektörel Etkileri: Savunma sanayinde etik standartların yükselmesi, tüm sektör için oyunun kurallarını değiştirecek olumlu bir atmosfer yaratır. Birden fazla firmanın etkin uyum programlarına sahip olması, sektörde rekabetin adil ve şeffaf zeminde yapılmasını teşvik eder. Bu durum, kamu ihalelerinde liyakat ve kalite esaslı seçimleri kolaylaştırır, sektörün genelinde verimliliği artırır. Aynı zamanda, savunma sektöründe olası yolsuzluk skandallarının engellenmesi, hem ulusal hem uluslararası düzeyde Türk savunma sanayiinin itibarını korur. Yabancı yatırımcılar ve ortaklar, etik uyum kültürü oturmuş bir sektöre daha sıcak bakar, bu da yeni iş birliklerinin ve teknoloji transferlerinin önünü açar. Son olarak, sektör genelinde etik bilincinin artması, nitelikli iş gücünün bu alana yönelmesini de teşvik ederek insan kaynağı kalitesini yükseltir – yetenekli profesyoneller, değerlerine uygun şirketlerde çalışma imkânı buldukça sektöre katılım artar.

5. İhracat ve Uluslararası Ticaret Rejimi Danışmanlığı

Hedef Kitlesi: Savunma ürün ve hizmetlerini yurtdışına pazarlayan veya tedarik zincirinde uluslararası boyut bulunan bütün savunma sanayi firmaları bu danışmanlık paketinin hedefidir. İhracat yapan silah ve teknoloji üreticileri, uluslararası ortak geliştirme projelerine katılan şirketler, yabancı ülkelerle satış sözleşmeleri imzalayan firmalar ile ithal girdi kullanan yerli savunma üreticileri öncelikli kitleyi oluşturur. Özellikle hızla büyüyen ve ihracatını artıran savunma firmaları, farklı ülkelerin regülasyonlarına ve uluslararası yaptırımlara uyum sağlamak için bu uzmanlığa ihtiyaç duyar. Ayrıca, yurtdışından yatırım veya ortaklık almış Türk savunma şirketleri de küresel yaptırım ve ticaret kurallarını gözetmek zorundadır.

İçerdiği Alt Hizmetler: İhracat ve uluslararası ticaret rejimi danışmanlığı paketi, bir savunma firmasının sınır ötesi faaliyetlerinde karşılaşabileceği tüm hukuki gereklilikler ve riskler için uçtan uca çözüm sunar:

  • Son Kullanıcı Belgesi ve İhracat İzinleri: Yurtdışına yapılacak savunma ürünü satışlarında, Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca (Milli Savunma Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı) talep edilen Son Kullanıcı Belgesi (End User Certificate) süreçlerinin yönetimi. Bu kapsamda, alıcı ülkeden gerekli belgelerin temini, ilgili bakanlıklara başvuruların yapılması ve ihracat lisanslarının alınması konusunda danışmanlık verilir. Ayrıca, Birleşmiş Milletler veya bölgesel örgütlerin olası kısıtlamaları incelenerek, ihracata engel bir durumun olup olmadığı konusunda ön değerlendirme yapılır.
  • ITAR ve FMS Mevzuatına Uyum: Şirket ürünlerinde veya üretim süreçlerinde ABD menşeli bileşenler, teknoloji veya teknik veri kullanılıyor ise, ABD Uluslararası Silah Ticareti Yönetmeliklerine (ITAR) ve Yabancı Askeri Satışlar (FMS) prosedürlerine uyumun sağlanması hayati önemdedir. Bu alt hizmet, ABD’den alınan ihracat lisanslarının şartlarına riayet, ITAR kontrollerine tabi parçaların envanter yönetimi, yeniden ihracat kısıtlamaları ve gerekirse ABD makamlarına yapılacak bildirimler konularını kapsar. FMS programı çerçevesinde yapılan alımlarda, sözleşme ve kullanım kısıtlamalarının (ör. üçüncü ülkeye devretmeme) incelenmesi ve firmanın bu yükümlülüklere uygun hareket etmesi için gerekli adımların atılması da dahildir.
  • CAATSA ve Uluslararası Yaptırımlar Karşısında Risk Analizi: ABD’nin CAATSA (Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) kapsamındaki yaptırımları veya Avrupa Birliği’nin ambargo kararları gibi dış politika kaynaklı kısıtlamaların, firmanın iş ilişkilerine etkisinin değerlendirilmesi. Özellikle Rusya, İran gibi yaptırım altında olan ülkelerle iş yapan ya da bu ülkelerden parça/teknoloji tedarik eden firmalar için, mevcut ve potansiyel riskler analiz edilir. Bu hizmet, firmanın doğrudan yaptırıma maruz kalmaması için risk azaltma stratejileri geliştirmeyi içerir: Örneğin alternatif tedarikçi bulma, sözleşmelere yaptırım çıktılarına ilişkin mücbir sebep hükümleri ekleme, ödeme mekanizmalarını yeniden yapılandırma gibi önlemler planlanır.
  • Uluslararası Ticaret ve Gümrük Mevzuatı Danışmanlığı: Savunma ürünlerinin ihracında ve ithalinde uygulanan gümrük işlemleri, vergi muafiyetleri, lojistik ve sigorta gibi konularda hukuki destek. Özellikle savunma ürünleri çoğunlukla özel gümrük kodlarına tabi olduğundan, doğru tarife sınıflandırması ve muafiyetlerden yararlanma (örneğin geçici ithalat rejimi, proje kapsamı ithalat) konularında yönlendirme sağlanır. Ayrıca, ihracatta gerektiğinde kullanılacak ATA Karnesi, geçici ihracat izinleri veya yabancı ülkelerin ithalat izin süreçleri hakkında danışmanlık sunulur.
  • Uluslararası Sözleşmelerde Uyum ve Yaptırım Klozları: Yabancı müşterilerle veya tedarikçilerle yapılan sözleşmelerde, tarafların uyması gereken ihracat kontrolleri ve yaptırım hükümlerinin düzgünce kurgulanması. Bu alt hizmet, sözleşmelere son kullanıcı taahhütleri, uygunsuz kullanım durumunda fesih hakları ve olası yaptırım durumlarında uygulanacak prosedürler (ör. mal teslimatının durdurulması, tazminat şartları) eklenmesini içerir. Böylece firma, ileride bir yaptırım kararıyla karşılaşıldığında hukuki pozisyonunu önceden güvenceye almış olur.

Süreklilik Düzeyi: İhracat ve uluslararası ticaret danışmanlığı, genellikle sürekli bir danışmanlık ihtiyacı doğuran, dinamik bir alandır. Mevzuatlar ve yaptırım listeleri sık sık güncellendiği için, firmaların güncel kalması adına düzenli bilgi akışı ve denetim gerekir. Bu kapsamda AKINCI&AKINCI, firmalara sürekli izleme hizmeti sunarak, yeni bir ambargo kararı, mevzuat değişikliği veya ihracat fırsatı doğduğunda anında bilgilendirme yapar ve gereken eylem planını önerir. Bunun yanı sıra, proje bazlı veya tek seferlik konular için de destek alınabilir: Örneğin belirli bir ülkeye ihracat yapılacağı zaman o ülkenin rejimi hakkında tek seferlik danışmanlık veya yeni bir yaptırım riski belirdiğinde özel raporlama hizmeti sunulabilir. Yine de en yüksek fayda, bir dönemsel denetim ve sürekli danışmanlık modeliyle, firmanın tüm uluslararası işlemlerinin belirli periyotlarla gözden geçirilmesinde elde edilir.

Katma Değeri: Bu hizmet paketi, savunma şirketlerine uluslararası pazarda güvenle hareket etme kabiliyeti kazandırır. İhracat izinlerinin hızlı ve sorunsuz alınması sayesinde şirket ticari fırsatları zamanında değerlendirebilir, bürokratik engeller nedeniyle müşteri kaybetme riskini azaltır. Uluslararası regülasyonlara tam uyum, firmanın küresel itibarını güçlendirir; güvenilir bir ihracatçı olarak tanınmasını sağlar. Özellikle ITAR uyumunun sağlanması, ABD menşeili kritik parçalara erişimin devamlılığını garantiler ve firmanın ürünlerinde kesinti yaşanmaz. Yaptırım risklerinin yönetilmesiyle, şirket beklenmedik krizlerle karşılaşmadan rotasını çizebilir, stratejik planlamasını daha sağlam temellere oturtur. Son kullanıcının denetlenmesi ve sözleşmelere gerekli hükümler konması ise uzun vadede hukuki ihtilaf çıkma olasılığını en aza indirir – ürünlerin istenmeyen ellere geçmesi engellenir, dolayısıyla firma ve ülke güvenliği tehlikeye atılmamış olur. Tüm bunların sonucunda, şirket uluslararası pazarda daha rekabetçi, itibarlı ve sürdürülebilir bir aktör haline gelir.

Sektörel Etkileri: Savunma sanayii firmalarının ihracat ve uluslararası ticaret kurallarına uyum düzeyinin yüksek olması, Türkiye’yi global savunma pazarında güvenilir bir ortak haline getirir. Sektör genelinde ihracat proseslerinin profesyonelleşmesi ile toplam savunma ihracat rakamları istikrarlı biçimde artar ve yeni pazarlara giriş kolaylaşır. Ayrıca, Türk savunma ürünleri ihracatında herhangi bir yaptırım veya yasaklama ile karşılaşılmaması, ülke ekonomisine ve diplomatik ilişkilerine pozitif yansır – sektör, uluslararası arenada sorunsuz işleyen bir imaj çizer. Yaptırımlara karşı hazırlıklı bir sektör, dış politikadaki dalgalanmalardan en az düzeyde etkilenerek üretim ve proje sürekliliğini korur; bu da hem tedarikçi ekosistemini hem de son kullanıcıları (TSK gibi) güvence altına alır. Genel olarak, ihracat danışmanlığı ile desteklenmiş bir savunma sanayii, dünya ile entegre olmuş ve kurallara riayet eden yapısıyla, Türkiye’nin savunma diplomasisine de katkıda bulunur.

6. Kamu-Özel Ortaklık ve Vakıf Şirket Modelleri Danışmanlığı

Hedef Kitlesi: Savunma sektöründe faaliyet gösteren ve kamusal yapılarla iç içe çalışan şirketler bu danışmanlık paketinin hedefidir. Özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) bünyesindeki şirketler (örneğin ASELSAN, TAI, Roketsan gibi vakıf şirketleri) ile Savunma Sanayii Başkanlığı’nın ortak olduğu girişimler bu kapsamdadır. Ayrıca, kamu ile ortak proje yürüten özel sektör firmaları, kamu-özel ortak girişim (joint venture) kurmayı planlayan savunma şirketleri ve büyük savunma ihalelerinde konsorsiyum olarak hareket eden firmalar da hedef kitledir. Kamu yüklenicisi konumunda olan veya olacak şirketler, kamu mevzuatı ile özel hukuk arasında köprü kuran bu danışmanlığa ihtiyaç duyar.

İçerdiği Alt Hizmetler: Kamu-özel ortaklıkları ve vakıf şirket modellerine yönelik hukuki danışmanlık paketi, hibrit yapıdaki savunma şirketlerinin kuruluşundan günlük yönetimine kadar geniş bir yelpazede destek sağlar:

  • TSKGV Şirket Yapısı ve Yönetişim Danışmanlığı: TSKGV’ye bağlı vakıf şirketlerinin tabi olduğu özel düzenlemelerin incelenmesi ve bu şirketlerin yönetim yapılarının hukuki çerçevede yapılandırılması. Bu kapsamda, vakıf senedine uygunluk, kâr dağıtım esasları (vakfa aktarılan paylar), yönetim kurulu atamaları ve denetim mekanizmaları gibi konularda danışmanlık sunulur. Vakıf şirketlerinin hem özel hukuk şirketi gibi rekabet etmesi hem de vakıf amaçlarına hizmet etmesi dengesini kurmaya yardımcı olacak iç yönetmelikler hazırlanır.
  • Kamu-Özel Ortak Girişim (Joint Venture) Kurulumu: Savunma projelerinde bir özel sektör şirketi ile kamu kurumu veya vakıf şirketinin ortaklığı söz konusuysa, ortak girişim sözleşmelerinin ve şirket esas sözleşmesinin hazırlanması. Bu alt hizmet, tarafların sermaye payları, yönetimde temsil, kar paylaşımı, kilit kararlar için onay mekanizmaları (ör. golden share uygulamaları) gibi hususların en başta tanımlanmasını kapsar. Aynı zamanda, ortak girişimin kuruluşunda Rekabet Kurumu onayı, gerekirse Cumhurbaşkanlığı veya bakanlık izinleri gibi idari süreçler yönetilir. Yabancı bir devlet şirketi veya uluslararası kuruluşla JV kurulacaksa, uluslararası hukuk boyutu da dikkate alınarak sözleşmeler dörder dilde veya uluslararası geçerlilikte hazırlanabilir.
  • Kamu Yüklenicisinin Hak ve Sorumlulukları: Kamu tarafına iş yapan yüklenici firmaların (ihale kazanan savunma şirketleri) sözleşme ve yasa kaynaklı yükümlülüklerinin takibi. Örneğin, 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu hükümleri, Damga Vergisi ve Kamu İhale Kurumu payı gibi mali yükümlülükler konusunda yönlendirme yapılır. Yüklenicinin işi zamanında ve şartnameye uygun yapması, aksi halde karşılaşacağı yaptırımlar (gecikme cezaları, fesih, yasaklılık) hakkında proaktif danışmanlık verilir. Ayrıca, kamu ihale süreçlerinde ihale hukukuna uyum, itiraz ve şikayet mekanizmalarının kullanımı ve ihaleden men sebeplerinin önlenmesi konularında da şirkete destek sağlanır.
  • Ortaklık ve Hisse Yapısı Yönetimi: Savunma sanayiinde şirketlerin vakıf, kamu ve özel sektör sermayelerinin bir arada bulunduğu karma yapılarında, hisse devirleri, bedelli/bedelsiz sermaye artışları gibi işlemlerin hukuki kurgusu. Bu alt hizmet ile, şirket içinde veya iştirak yapısında gerçekleşen değişikliklerde (örneğin bir vakıf şirketinin halka arzı veya stratejik ortak alınması) hem ticaret hukuku hem de ilgili kamu mevzuatı (gerekiyorsa Savunma Sanayii Başkanlığı onayları, Milli Savunma Bakanlığı görüşleri vb.) dikkate alınarak işlem yapılır. Hisse devirlerinde önalım hakları, pay devir kısıtları ve benzeri hükümler mevcutsa bunların uygulanması sağlanır.
  • Kamu-Özel Projelerde Sözleşme ve Risk Danışmanlığı: Kamu-özel iş birliği modeliyle gerçekleştirilen büyük savunma projelerinde (örneğin bir askeri tesisin yap-işlet-devret modeliyle inşası veya bir teknolojinin birlikte geliştirilmesi) her iki tarafın beklenti ve sınırlarını belirten sözleşmeler hazırlanır. Bu sözleşmelerde, proje finansmanı, mülkiyet devri, işletme süreleri, bakım/işletme sorumlulukları, sona erme halinde varlıkların akıbeti gibi konular düzenlenir. Ayrıca, bu tür ortak projelerde doğabilecek risklerin (ör. bütçe aşımı, mevzuat değişikliği, siyasi riskler) paylaşımı ve yönetimi konusunda hukuki çözümler sunulur.

Süreklilik Düzeyi: Kamu-özel ortaklık danışmanlığı, genellikle olay bazlı (örneğin bir JV kurulumu veya halka arz süreci) devreye girse de, sektörün doğası gereği uzun vadeli bir perspektifi içerir. Ortaklık yapıları kurulduktan sonra da, dönemsel olarak hukuki desteğin sürmesi gerekebilir; örneğin her yıl yapılacak genel kurul ve yönetim kurulu işlemlerinde, dağıtılacak kâr paylarında veya yeni yatırım kararlarında danışmanlık devam edebilir. TSKGV şirketleri gibi yapılar için AKINCI&AKINCI, sürekli danışman sıfatıyla vakıf ve şirket arasındaki ilişkilerde veya denetimlerde destek sunabilir. Böylece, stratejik ortaklıkların ömrü boyunca hukuki uyum ve düzen sağlanmış olur. Özetle, bu paket hem tek seferlik projeler (kuruluş/fesih) için hem de sürekli hukuki danışmanlık gerektiren kurumsal yönetim ihtiyaçları için ölçeklenebilir.

Katma Değeri: Kamu-özel ortaklıkları ve vakıf şirket modeli danışmanlığının katma değeri, karma sermayeli savunma şirketlerinin hem kamu beklentilerini hem de özel sektör dinamizmini dengeleyebilmesini sağlamaktır. Bu sayede şirketler, vakıf veya kamu desteğinin avantajlarından yararlanırken özel sektör esnekliğini korurlar. Doğru yapılandırılmış ortak girişimler, firmalara yeni projelerde kaynak ve risk paylaşımı olanağı sunar – tek başına altından kalkamayacağı büyük bir projeyi ortakla birlikte başarıyla yürütebilir. Hukuki danışmanlık desteği, bu ortaklıklarda olası uyuşmazlıkları baştan engellediği için, şirket enerji ve kaynaklarını bürokratik sorunlara değil asıl işine odaklar. Kamu yüklenicisi firmalar açısından, yükümlülüklerin bilinmesi ve zamanında yerine getirilmesi, güvenilir tedarikçi imajını pekiştirerek sürekli iş akışı sağlar. Hisse ve ortaklık yapısının iyi yönetilmesi ise, şirketin uzun vadeli stratejik hedeflerine (örneğin halka açılma, yatırım çekme) sorunsuz ulaşmasına yardımcı olur.

Sektörel Etkileri: Savunma sanayinde kamu-özel iş birliği modelinin başarılı örneklerinin artması, sektörde verimlilik ve yenilikçilik düzeyini yükseltir. Vakıf şirketleri ile özel sektör firmalarının uyum içinde çalışması, büyük projelerin daha hızlı hayata geçmesini ve yerli katkı payının artmasını sağlar. Örneğin, ortak girişimler yoluyla yurtdışından teknoloji getirilip Türkiye’de üretim yapılması hem bilgi transferini hızlandırır hem de ihracat potansiyelini büyütür. Kamu tarafı, başarılı ortaklıklar sayesinde ihtiyaçlarını daha maliyet-etkin şekilde karşılarken, özel sektör de yatırım yükünü paylaşarak risklerini azaltır – bu denge sektörde sürdürülebilir büyümeyi destekler. Ayrıca, iyi yönetişime sahip karma yapılar, uluslararası alanda Türkiye’nin savunma sanayi modeli olarak örnek gösterilebilir, bu da yabancı sermaye ve iş birliği çekme konusunda pozitif bir atmosfer yaratır. Genel olarak, hukuken sağlam temellere oturtulmuş kamu-özel ortaklıkları, savunma ekosisteminde güç birliği ve güven duygusunu güçlendirerek, ülkenin savunma kapasitesini ve endüstriyel birikimini ileri taşır.

7. Dava, Tahkim ve Uyuşmazlık Yönetimi

Hedef Kitlesi: Hem yurt içinde hem yurt dışında savunma projeleri yürüten ve bu süreçlerde hukuki anlaşmazlıklarla karşılaşma potansiyeli olan tüm savunma sanayi şirketleri bu paketin hedefidir. Uluslararası sözleşmelere taraf olan büyük savunma firmaları, yabancı müşterilere satış yapan ihracatçılar, tedarik zincirinde sözleşmesel ihtilaflar yaşayabilecek alt yükleniciler ve idareyle (SSB, MSB vb.) sözleşmeli iş yapan yükleniciler öncelikli kitleyi oluşturur. Ayrıca, yabancı ülkelerde yatırım veya ofis kuran savunma şirketleri, uluslararası tahkim şartı içeren anlaşmalara giren ortaklıklar ve idari yaptırımlarla (örneğin lisans iptali, ihaleden men) karşı karşıya kalan firmalar için bu paket kritik önemdedir.

İçerdiği Alt Hizmetler: Dava, tahkim ve uyuşmazlık yönetimi paketi, savunma sektöründe çıkabilecek her türlü hukuki uyuşmazlığın çözümüne ilişkin strateji ve temsil hizmetlerini içerir:

  • Sözleşme İhlalleri ve Proje İhtilafları Yönetimi: Yerli ve yabancı müşterilerle veya tedarikçilerle yapılan savunma sözleşmelerindeki ihlal iddialarının incelenmesi ve çözüm yollarının belirlenmesi. Örneğin, teslimat gecikmeleri, kalite uyuşmazlıkları, ödeme sorunları veya garantilerle ilgili anlaşmazlıklarda, şirketin hak ve yükümlülükleri değerlendirilerek en uygun aksiyon planı oluşturulur. Karşı tarafla dostane çözüm (amicable settlement) görüşmeleri yürütmek, gerekirse arabuluculuk süreçlerine temsilci olarak katılmak ve uzlaşma anlaşmaları hazırlamak bu alt hizmet kapsamındadır.
  • Uluslararası Tahkim (ICC vb.) ve Arabuluculuk: Şirketin taraf olduğu uluslararası anlaşmalarda öngörülen ICC (Milletlerarası Ticaret Odası) tahkimi, ICSID veya başka kurumsal tahkim merkezlerindeki süreçlerde hukuki temsil sağlanması. Bu hizmet, tahkim şartının analizi, tahkim yeri ve hakem seçimi konularında danışmanlıkla başlar; uyuşmazlık çıktığında dava dilekçelerinin hazırlanması, savunmaların sunulması, duruşmalara katılım ve hakem heyeti önünde şirketin çıkarlarının savunulması ile devam eder. Yabancı dilde (İngilizce gibi) güçlü hukuki argümanlar hazırlanarak, teknik konuların hakemlere etkin şekilde aktarılması sağlanır. Ayrıca, uluslararası arabuluculuk süreçlerinde (örneğin ICC Mediation) şirket adına müzakereci olarak yer alarak dostane çözüm aranması da dahildir.
  • İdari Davalar ve İptal Davaları: Savunma sanayi şirketlerinin devlet karşısında karşılaşabileceği idari işlemlere (örneğin bir lisansın iptali, bir ihalenin iptali, ithalat/ihracat izninin reddi, veya Rekabet Kurumu gibi idari para cezaları) karşı idari yargıda dava açılması ve takibi. Bu alt hizmet kapsamında, işlemin iptali için Danıştay veya idare mahkemelerinde dava dilekçeleri hazırlanır, yürütmeyi durdurma talepleri ileri sürülür ve yargılama boyunca şirketin temsil edilmesi sağlanır. Özellikle savunma projelerine ilişkin idari kararların hızlı neticelenmesi için ihtisas gerektiren alanlarda (örneğin ulusal güvenlik gerekçeli kararlar) deneyimli avukatlarımız süreci yönetir. Ayrıca, Kamu İhale Kurulu kararlarına itirazlar veya ihalelerden men cezalarına karşı savunma hazırlanması da bu kapsamdadır.
  • Mücbir Sebep ve Sözleşme Uyarlama: Savunma projelerinde savaş, ambargo, doğal afet, pandemi gibi öngörülmeyen durumlar nedeniyle yükümlülüklerin yerine getirilememesi halinde, mücbir sebep iddialarının yönetilmesi. Bu hizmet, mücbir sebep bildirimlerinin hazırlanması, karşı tarafla takvim ve şartların yeniden müzakere edilmesi (sözleşme uyarlaması) ve anlaşma sağlanamazsa yargı önünde mücbir sebep savunusunun yapılmasını içerir. Amaç, firmanın kontrolü dışındaki nedenlerle oluşan gecikme veya ifa imkânsızlığı hallerinde, sözleşmedeki cezai şartlardan muaf tutulması veya ek süre hakkı kazanmasıdır.
  • Hukuk Davaları ve İcra Takipleri: Şirketin ticari hayatında ortaya çıkabilecek diğer uyuşmazlıklar için (örn. alacak davaları, haksız rekabet, çalışan ile ihtilaflar) gerekli dava ve icra takip işlemlerinin yürütülmesi. Özellikle savunma sanayiinde tedarikçilerden alacakların tahsili veya ürün sorumluluğu iddiaları gibi konularda hızlı ve etkili dava yönetimi sunulur. Mahkeme kararlarının veya tahkim ilamlarının tanınması ve tenfizi (yabancı bir tahkim kararının Türkiye’de icrası gibi) konularında da uzman desteği verilir.

Süreklilik Düzeyi: Uyuşmazlık yönetimi hizmeti genellikle ihtilaf bazlı devreye girer; yani sorun çıktığında başlanan süreçlerdir. Ancak proaktif şirketler için sürekli danışmanlık modeliyle, olası uyuşmazlıklar ortaya çıkmadan risk analizleri yapılıp önleyici tedbirler alınabilir. AKINCI&AKINCI, bazı müşterileriyle sürekli arama ve danışma anlaşmaları yaparak, herhangi bir sorun belirtisi görüldüğünde (örneğin bir projede gecikme yaşanması veya bir idari yazışmada olumsuz sinyaller alınması) daha dava aşamasına gelmeden hukuki önlem alınmasını sağlar. Fiili davalar söz konusu olduğunda, her bir dava/tahkim süreci kendi zaman çizelgesine göre yönetilir (tek seferlik/dava süresince). Bununla birlikte, sektörün dinamik yapısı göz önüne alındığında, dönemsel durum değerlendirmesi toplantıları ile firmanın karşı karşıya olduğu mevcut veya potansiyel hukuki sorunlar periyodik olarak ele alınabilir. Bu sayede süreklilik kazanmış bir uyuşmazlık yönetimi yaklaşımı geliştirilir.

Katma Değeri: Profesyonel uyuşmazlık yönetimi, savunma firmasının haklarını etkin şekilde savunurken zaman ve maliyet tasarrufu sağlar. Deneyimli hukuk desteği sayesinde şirket, anlaşmazlık durumlarında panik yaşamadan ne yapacağını bilir ve stratejik hareket eder. Tahkim veya dava süreçlerinin uzmanlarca yürütülmesi, firmanın lehine en iyi argümanların sunulmasını ve haklı olduğunda bunu kanıtlayabilmesini sağlar – böylece milyon dolarlık projelerde doğabilecek kayıplar önlenebilir. Ayrıca, anlaşmazlıkların dostane çözümü veya arabuluculukla halledilmesi, uzun süren davaların ve yüksek masrafların önüne geçerek iş ilişkilerini korur; şirketin itibarı zedelenmeden sorunlar halledilir. İdari davalarda hızlı ve etkili aksiyon almak, firmanın haksız idari yaptırımlara maruz kalmasını engeller ve iş sürekliliğini temin eder. Mücbir sebep yönetimi sayesinde ise beklenmedik krizlerde şirketin sözleşmeden doğan yükümlülükleri dengelenir, iflas veya ağır zararlara yol açabilecek durumların önüne geçilir. Sonuç olarak, dava ve tahkim paketi, savunma şirketine hukuki güvenlik ağı sağlayarak odak noktasını işinde tutmasına imkân verir.

Sektörel Etkileri: Sektörde etkin bir uyuşmazlık yönetimi kültürünün oluşması, savunma projelerinin daha istikrarlı ilerlemesine katkı yapar. Şirketler arasındaki anlaşmazlıklar hızlı çözüldükçe, proje aksamaları minimuma iner ve teslimatlar zamanında gerçekleşir – bu da son kullanıcı olan güvenlik güçlerine yansır. Uluslararası platformda, Türk savunma firmalarının hukuki ihtilafları profesyonelce ele alıp çözmesi, Türkiye’nin güvenilir iş ortağı imajını güçlendirir ve müteakip iş birliklerinde hukuki çekinceleri azaltır. Yargı ve tahkim kararlarıyla içtihatların oluşması, savunma sanayiine özgü konularda (örn. offset anlaşmazlıkları, devlet sırlarıyla ilgili davalar) hukuk sistemine de yön verebilir; bu da gelecekte benzer sorunların çözümünü hızlandırır. Sektör genelinde, uyuşmazlık risklerini iyi yöneten firmalar arttıkça, rekabet daha sağlıklı zeminde yapılır ve hukukun üstünlüğüne dayalı bir sektör kültürü pekişir. Bu ortam, yabancı yatırımcıların da hukuki açıdan güvenli bulduğu bir sektör demektir ve uzun vadede sektöre daha fazla sermaye ve iş birliği çekilmesini sağlar.

8. Eğitim ve Kurumsal Kapasite Geliştirme

Hedef Kitlesi: Savunma sanayi şirketlerinin yönetici ve çalışan kadroları bu paketin hedef kitlesidir. Özellikle hızlı büyüyen firmalarda, personelin mevzuat ve uyum konularında yetkinliklerinin artırılması bir ihtiyaçtır. İhracat yapan şirketlerde ihracat birimleri, büyük projelerde görev alan proje yöneticileri, Ar-Ge yapan firmalarda fikri mülkiyetle uğraşan mühendisler ve şirketlerin hukuk/uyum departmanları başta olmak üzere tüm ilgili departmanlar eğitim programlarından faydalanabilir. Ayrıca, tedarik zincirindeki KOBİ’ler ya da alt yükleniciler de ana yüklenici tarafından talep edilmesi halinde bu eğitimlerle desteklenebilir. Bu paket, insan kaynağı gelişimine yatırım yaparak hukuki konularda kurumsal kapasite oluşturmak isteyen tüm savunma şirketlerine yöneliktir.

İçerdiği Alt Hizmetler: Eğitim ve kurumsal kapasite geliştirme paketi, savunma sanayiine özel hukuki bilgi ve becerileri aktarmak üzere tasarlanmış çeşitli eğitim modülleri ve etkinlikleri içerir:

  • Mevzuat ve Uyum Eğitimleri: 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu, 5201/5202 sayılı Kanunlar, ihracat mevzuatı gibi savunma şirketlerini doğrudan ilgilendiren yasal çerçeveler hakkında temel ve ileri seviye eğitim programları. Bu eğitimlerde, kanunların kritik maddeleri, şirketlere düşen yükümlülükler ve uyumsuzluk halinde yaptırımlar örnek vakalarla anlatılır. Özellikle iç denetim ekipleri ve hukuk müşavirleri için derinlemesine mevzuat atölyeleri düzenlenir; diğer personel için farkındalık seminerleri yapılır.
  • İhracat Prosedürleri ve ITAR Eğitimi: Şirketlerin ihracat birimleri ve satış ekiplerine yönelik, ihracat lisansı alma, son kullanıcı belgesi hazırlama, gümrük süreçleri gibi pratik bilgileri aktaran eğitimler. Ayrıca, ITAR/EAR uyumu için yapılması gerekenler, bu kapsamda kayıt tutma ve raporlama yükümlülükleri, ihlal durumlarının sonuçları gibi konularda özel oturumlar gerçekleştirilir. Bu sayede ilgili personel, uluslararası ticaret işlemlerini hatasız ve hızlı şekilde yürütebilecek bilgiye sahip olur.
  • Etik ve Uyum Kültürü Eğitimleri: Şirket içinde yeni oluşturulmuş etik kuralların benimsenmesi ve uyum programının etkin işlemesi için tüm çalışanlara verilen etik davranış ve uyum eğitimleri. Rüşvet ve yolsuzlukla mücadele, çıkar çatışması, bilgi güvenliği, işyerinde tacizin önlenmesi gibi konularda interaktif eğitim modülleri sunulur. Gerçek hayattan alınmış savunma sektörü vaka analizleri ile çalışanların karşılaşabileceği ikilemler tartışılır ve doğru davranış modelleri pekiştirilir. Üst yönetim için ayrı oturumlarla, “ton at the top” dediğimiz etik liderlik anlayışı aşılanır.
  • İhale Hukuku ve Sözleşme Yönetimi Çalıştayları: Satın alma, iş geliştirme ve proje yönetim ekiplerine yönelik, ihale ve sözleşme uygulamaları konulu atölye çalışmaları. Bu çalıştaylarda katılımcılar temsili senaryolar üzerinden ihale dosyası hazırlama, teklif verme, itiraz süreçleri, sözleşme müzakeresi ve sözleşme yönetimi pratiği yaparlar. Amaç, şirket içinde proje ekiplerinin hukuki süreçlere hakimiyetini artırmak ve her aşamada doğru adımları atmaları için gerekli becerileri kazandırmaktır. Çalıştaylar sonucu katılımcılar, sözleşme okuma ve kritik madde tespiti, risk analizi gibi konularda uygulamalı deneyim edinir.
  • Özel Taleplere Göre Hukuki Eğitimler: Firmanın ihtiyaç duyduğu spesifik bir konuda (örneğin “Offset Yönergeleri Uygulama Eğitimi” veya “Fikri Mülkiyet Hakları Yönetimi” gibi) özel eğitim programları tasarlanır. Bu modül, tamamen şirketin talebine göre içerik oluşturarak, güncel sorunlara veya yeni gelişen alanlara odaklanabilir. Eğitim materyalleri, vaka çalışmaları ve sunumlar şirket yapısına uyarlanır; gerektiğinde eğitim sonunda bilgi ölçme ve geri bildirim oturumlarıyla programın etkinliği değerlendirilir.

Süreklilik Düzeyi: Eğitim ve kapasite geliştirme faaliyetleri dönemsel olarak planlanır, ancak süreklilik esastır. Çoğu zaman şirketler için yıllık eğitim planları oluşturulur ve düzenli aralıklarla (örneğin her çeyrekte bir eğitim) uygulanır. Bu paket, tek seferlik eğitim seminerleri şeklinde de alınabilir ancak en yüksek fayda, periyodik ve tekrarlanan eğitimlerle sağlanır – böylece personel bilgisi güncel kalır ve yeni katılan çalışanlar da sisteme entegre edilir. AKINCI&AKINCI, şirketlerle birlikte bir eğitim takvimi oluşturarak yıl boyunca sürecek bir program sunabilir. Ayrıca, e-öğrenme modülleri ve çevrimiçi destek ile, sürekli öğrenme kültürü teşvik edilir. Özetle, bu hizmet hem anlık ihtiyaçlara cevap veren workshop’lar hem de sürekli gelişim yaklaşımıyla yapılandırılmış uzun vadeli programlar halinde sunulabilir.

Katma Değeri: Eğitim yatırımları, savunma firmasına uzun vadeli bir yetkinlik kazancı ve kurumsal dayanıklılık sağlar. Mevzuatı iyi bilen ve uyum süreçlerine hakim personel, şirketin hata yapma riskini azaltır, cezai yaptırımlarla karşılaşma olasılığını en aza indirir. Örneğin, ihracat prosedürlerini bilen bir ekip, lisans başvurularını eksiksiz yapacak ve sevkiyat takvimini aksatmayacaktır – bu da doğrudan doğruya ticari kazanç demektir. Etik eğitimleri almış çalışanlar, karanlık alanlardan uzak durarak şirketi korur, içten dışa bir güven kültürü oluşturur. Sözleşme ve ihale eğitimleri sayesinde, teknik ekipler dahi hukuki risklerin farkında olarak proaktif davranır, böylece hukuk departmanının yükü azalır ve sorunlar büyümeden çözülür. Kurum içinde ortak bir dil ve bilinç oluşması, departmanlar arası iletişimi geliştirerek daha verimli bir çalışma ortamı yaratır. Nihayetinde, iyi eğitilmiş kadrolar, şirketin her alanda rekabetçiliğini yükseltir; çünkü bilgi ve beceri düzeyi yüksek ekipler hem daha yenilikçi çözümler üretir hem de dış paydaşlarla ilişkilerde güven verir.

Sektörel Etkileri: Sektör genelinde eğitimli ve bilgili insan kaynağının artması, Türk savunma sanayiinin kurumsal olgunluk seviyesini yukarı taşır. Hukuki ve etik konularda kapasitesi gelişmiş firmalar çoğaldıkça, sektörde genel bir profesyonelleşme göze çarpar. Bu durum, yabancı ortakların ve müşterilerin Türk şirketlerine bakışını olumlu yönde etkiler; “bilinçli ve uzman” kadrolarla çalışmak isteyen global oyuncular için Türkiye’den partner almak daha cazip hale gelir. Ayrıca, sektör içi bilgi paylaşımı ve en iyi uygulamaların yayılması hızlanır: Eğitim programları, firmalar arasında dolaylı olarak ortak bir anlayış zemini yaratır. Uzun vadede, savunma sanayiinde çalışan profesyonellerin hukuki farkındalık düzeyinin yüksek olması, daha az sorunlu proje ve daha hızlı karar alma süreçleri demektir ki bu da ülkenin savunma projelerinin başarısını doğrudan etkiler. Son olarak, üniversiteler ve eğitim kurumları da sektörün bu eğitim taleplerine cevap vermeye başlayarak müfredatlarını günceller; böylece yeni nesil iş gücü sektöre daha hazır ve donanımlı gelir.

9. Hukuki Risk Haritalaması ve Denetim

Hedef Kitlesi: Orta ve büyük ölçekli tüm savunma sanayi firmaları, faaliyetlerini büyütürken karşılaştıkları kompleks hukuki ortam nedeniyle bu hizmetin hedef kitlesidir. Özellikle birden fazla alanda (ihale, ihracat, üretim, Ar-Ge vb.) eş zamanlı faaliyet gösteren entegrasyon firmaları ve ana yükleniciler, kendi iç süreçlerini periyodik olarak gözden geçirme ihtiyacı hissederler. Halka arz planlayan savunma şirketleri, yabancı ortaklık veya yatırım almak isteyen kuruluşlar, kurumsal yönetimini güçlendirmeyi amaçlayan firmalar hukuki risk haritalaması yaparak kendilerini değerlendirmek ister. Ayrıca, geçmişte hukuki sorunlar yaşamış ve bunların tekrarını önlemek isteyen şirketler de proaktif bir adım olarak bu hizmete başvurur.

İçerdiği Alt Hizmetler: Hukuki risk haritalaması ve denetim paketi, bir savunma şirketinin tüm faaliyet alanlarını kapsayan geniş bir “hukuki check-up” ve sonrasında sürekli iyileştirme desteği sunar:

  • Firma Bazlı Mevcut Durum Analizi: Şirketin hukuki durumunun tüm yönleriyle fotoğrafını çeken kapsamlı bir analiz gerçekleştirilir. Sözleşmeler, şirket iç politikalar, önceki denetim raporları, dava ve uyuşmazlık geçmişi, fikri mülkiyet portföyü, insan kaynakları uygulamaları gibi konular incelenir. Bu analiz sonucunda, şirketin güçlü ve zayıf hukuki yönleri belirlenir; örneğin ihale süreçlerinde çok başarılı ama ihracat kontrollerinde eksikleri olan bir firma için bu alanlar tespit edilir.
  • Hukuki Risk Haritasının Oluşturulması: Analiz verilerine dayanarak, şirket faaliyetlerindeki her bir hukuki risk alanı için bir risk haritası çıkarılır. Bu haritada riskler, gerçekleşme olasılığı ve şirket üzerindeki potansiyel etkisine (finansal, itibar, operasyonel etkiler) göre sınıflandırılır. Örneğin, “ITAR ihlali riski – olasılık düşük, etki çok yüksek” veya “Çalışan ihmaliyle gizli bilginin sızması riski – olasılık orta, etki yüksek” gibi kategorilerle görselleştirilir. Bu çalışma, yönetimin dikkatini en kritik risklere odaklamasını sağlar ve riskler önceliklendirilir.
  • İyileştirme Önerileri ve Uygulama Planı: Belirlenen riskler için her birine özel önlem önerileri geliştirilir. Bu öneriler, yeni politika ve prosedürlerin yazılması, ek eğitimlerin verilmesi, belirli sözleşmelerin revize edilmesi, teknik çözümler (ör. veri sızıntısı önleme sistemleri) veya ek hukuki danışmanlık alınması gibi geniş bir yelpazeyi kapsar. AKINCI&AKINCI, bu aşamada firmanın yönetimiyle birlikte bir eylem planı hazırlar; öncelikli risklerden başlayarak hangi adımların ne zaman atılacağını belirler. Örneğin, yüksek öncelikli bir risk olan “ihracat izni alınmadan ürün gönderimi” konusunda hemen bir kontrol mekanizması kurulması planlanırken, daha düşük öncelikli bir risk için izleme kararı alınabilir.
  • İç Denetim ve İzleme Desteği: Uygulama planının hayata geçirilmesi sonrasında, şirket içi birimlerle (özellikle iç denetim ve uyum birimleriyle) koordinasyon halinde denetim süreçleri tasarlanır. Belirli periyotlarla risk haritasında tanımlanmış alanlarda testler ve kontroller yapılır; örneğin yılda bir kez ihracat dosyaları denetimi, altı ayda bir sözleşme yükümlülükleri takibi gibi. AKINCI&AKINCI, bu iç denetim faaliyetlerine mentorluk yapar, yöntem önerir ve gerekirse bağımsız dış denetçi olarak da destek verebilir. Denetim bulgularına göre risk haritası güncellenir ve sürekli iyileştirme döngüsü sağlanır.
  • Raporlama ve Yönetim Sunumu: Her risk haritalama projesi sonunda ve periyodik denetimler akabinde, üst yönetime sunulmak üzere raporlar hazırlanır. Bu raporlarda, şirketin risk görünümü, yapılan iyileştirme çalışmaları ve kalan risk seviyeleri net bir şekilde anlatılır. Yönetim Kurulu veya icra kurulu gibi üst organlara, şirketin hukuki risk durumu ve öneriler konusunda brifingler verilir. Bu sayede, en üst düzeyde farkındalık ve hesap verebilirlik tesis edilir.

Süreklilik Düzeyi: Hukuki risk haritalaması çalışması, başlangıçta tek seferlik kapsamlı bir proje olarak yapılabilir. Ancak ortaya çıkan risk profilinin etkin yönetimi için dönemsel olarak tekrarlanması veya sürekli izlenmesi tavsiye edilir. Tipik olarak, yılda bir kez tam kapsamlı bir risk değerlendirmesi ve harita güncellemesi yapılması idealdir. Büyük değişimler veya yeni projeler öncesinde ara değerlendirmeler de gerçekleştirilebilir. AKINCI&AKINCI, bazı firmalar için sürekli izleme hizmeti sunarak, yıl boyunca önemli mevzuat değişiklikleri veya sektörel gelişmeler oldukça risk haritasını günceller ve şirketi uyarır. Dolayısıyla, bu paket hem proje bazlı bir “check-up” şeklinde hem de sürekli/dönemsel danışmanlık modeliyle çalışabilir. En iyi sonuç, süreklilik arz eden bir denetim ve güncelleme döngüsü ile alınır.

Katma Değeri: Hukuki risk haritalaması, şirketin kendi durumunu objektif bir gözle görmesini sağlayarak sürprizleri ortadan kaldırır. Bu hizmetin katma değeri, sorunlar ortaya çıkmadan önce riskleri belirleyip önlem aldırarak şirketi olası zararlardan korumasıdır. Proaktif risk yönetimi sayesinde, firmanın maruz kalabileceği cezalar, davalar veya proje kayıpları minimize edilir – bu da doğrudan finansal tasarruf anlamına gelir. Ayrıca, risklerini bilen ve yöneten bir şirketin yöneticileri, stratejik kararları daha emin şekilde alır; yatırım yaparken veya teklif verirken nerelerde temkinli olmaları gerektiğini bilirler. İç denetim mekanizmalarının kurulması ve işlemesi, şirket içinde bir hesap verebilirlik kültürü oluşturur, çalışanlar süreçlerin takip edildiğini bildiğinden kurallara daha çok uyar. Genel itibarıyla, risk haritalaması yapmış bir firma, paydaşlarına karşı “ödevini yapmış” olarak görünür; bu da bankalar, sigorta şirketleri ve yatırımcılar nezdinde daha düşük riskli ve tercih edilir bir profil demektir. Sonuç olarak, hukuki risklerini yöneten bir savunma şirketi, dalgalı ortamlarda bile rotasını güvenle sürdürebilen, şoklara dayanıklı bir yapıya kavuşur.

Sektörel Etkileri: Sektör genelinde hukuki risk yönetiminin benimsenmesi, savunma sanayiinin tamamında kurumsal sağlamlık yaratır. Birden fazla firmanın düzenli risk denetimleri yapması, sektörde zincirleme etkileri olan problemleri (örneğin yaygın bir lisans sorunu veya ortak bir tedarikçiyle ilgili hukuki risk) önceden ortaya çıkarabilir ve toplu çözümler geliştirilmesine imkân tanır. Bu da sektör paydaşları arasında daha fazla iletişim ve iş birliği doğurabilir (örneğin sektör dernekleri aracılığıyla riskli alanlarda ortak standartlar geliştirmek gibi). Ayrıca, genel risk seviyesinin düşmesiyle, devlet kurumlarının sektöre duyduğu güven artar; denetim otoriteleri daha az sorunla karşılaştıkça mevzuat uygulamalarında daha rasyonel ve destekleyici bir yaklaşım gelişebilir. Uzun vadede, hukuki risklerini iyi yöneten şirketlerden oluşan bir savunma sanayii, krizlere karşı dayanıklı ve istikrarlı bir şekilde büyüyen bir endüstri demektir. Bu da Türkiye’nin savunma kabiliyetlerinin sürdürülebilirliği ve uluslararası arenada rekabet gücü açısından stratejik bir avantaj sağlar.


Bu dokuz kapsamlı hizmet paketi, savunma sanayi firmalarının hukuki ihtiyaçlarına bütüncül bir çözüm sunmaktadır. Her bir paket kendi içinde uzmanlaşmış alt hizmetleri barındırmakla birlikte, bir arada değerlendirildiğinde entegre bir hukuk danışmanlığı stratejisi oluşturmaktadır. AKINCI&AKINCI Hukuk ve Danışmanlık, bu paketleri firmanın ölçeğine ve önceliklerine göre özelleştirerek hayata geçirmekte; böylece savunma sanayi şirketlerinin hem bugünkü operasyonlarını hukuki güvence altına almakta hem de geleceğe dönük sürdürülebilir bir büyüme ve uyum zemini hazırlamaktadır. Bu profesyonel hizmet yaklaşımıyla, sektörde insan eliyle yazılmışçasına titiz, doğal ve stratejik bir çözüm ortağı olarak değer yaratılmaktadır.

 

    Yukarı